Yılbaşında abla ile eniştem ile öyle bir yere gittik kia
Yeni bir senenin gelişini kutlamak üzere, ablam ve eniştemle senebaşı gecesi bir araya gelmiştik. Evde sıcak bir atmosfer hakimdi; ablam senebaşı süslemeleriyle evi özenle dekore etmiş, her detayı düşünmüştü. Bütün odalarda hafif ışıklarla sarılı çam ağacı, kırmızı mumlar ve küçük, parıldayan ışıklar vardı. Bu görüntü, hepimize huzur ve sevinç veriyordu. Masada özenle hazırlanmış mezeler, tür tür atıştırmalıklar, büyük bir hindi ve senebaşına özgü tatlılar yer alıyordu. Her şey senebaşı ruhuna uygun, içten bir akşam geçireceğimizin sinyallerini veriyordu. Gecenin başında oturup sıcak çaylarımızı yudumlarken işlemiş senenin nasıl geçtiğinden bahsediyorduk. Herkes, o senenin kendine getirdiklerini ve bir ileri sene amacıyla umutlarını dile getiriyordu. Ablam, işinde çok yoğun bir sene geçirdiğinden bahsetti, ama sonucunda yaptığı çalışmaların karşılığını almıştı. Eniştem ise yeni senenin daha az gerilimli geçip gitmesini dilediğini söyledi. Sırayla herkes, işlemiş senenin muhasebesini yapar iken gülüyor, eğleniyor, bazı durumlarda duygusal anlar yaşıyorduk. Biraz sonra ablam sofrayı hazırlamaya başladı. Masaya geçip birbirimize kadeh kaldırırken, içimizde o geceye ait anıların değerini daha o anda hissettiğimizi fark ettik. Her kadeh kaldırışımızda bir istek tutuyorduk; ben içimden yeni senenin bize daha çok sevinç, sıhhat ve huzur getirmesini diledim. Ablam ve eniştemin gözlerinin içi gülüyordu; onların sevincini görmek, bana o anı daha da özel kılıyordu.