Tereyağı Satıyorum

Kocası olmayan bir kadın, geçimini sağlamak için her gün tereyağı yapıp yakındaki bakkala satıyordu. Bakkal, kadının getirdiği tereyağını alır, ödemesini yapar ve hiç tartmadan raflara yerleştirirdi. Bu durum uzun bir süre böyle devam etti.
Bir gün bakkalın aklına bir şüphe düştü. Kadının getirdiği tereyağını tartmaya karar verdi. Tereyağını terazide tarttığında, 1 kilogram olması gereken tereyağının aslında sadece 900 gram olduğunu fark etti. Bu duruma çok sinirlendi ve kadının onu kandırdığını düşündü.
Ertesi gün, kadın yine tereyağını getirdiğinde bakkal ona öfkeyle yaklaştı ve “Bir daha senden tereyağı almayacağım!” dedi. Kadın şaşırmış bir halde, “Efendim, bir yanlışım mı oldu?” diye sordu.
Bakkal, “Senin bana verdiğin tereyağı 1 kilogram olması gerekirken sadece 900 gram geliyor. Ayıp değil mi bu yaptığın?” dedi.
Kadın, üzüntülü ve biraz da mahcup bir şekilde, “Efendim, bizim evde bir terazimiz yok. Sizin bana verdiğiniz 1 kilogramlık şeker paketini ölçü olarak kullanıyordum. Şekeri terazide tartıp aynı ağırlıkta tereyağı yapıyordum. Eğer tereyağında bir eksiklik varsa, belki de sizin bana verdiğiniz şeker paketinde eksiklik vardır.” dedi.
Bakkal, kadının bu sözleri karşısında ne diyeceğini bilemedi. Kadının dürüstlüğünden şüphe etmişti, ama aslında kendi terazisi ve şeker paketleri doğru ağırlığı vermiyordu. Bu durum karşısında donup kaldı ve hatasını fark etti.
Bakkal, kadından özür diledi ve onun dürüstlüğüne yeniden inandı. Bu olay, bakkala güven ve dürüstlüğün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Kadın ise, her zaman yaptığı gibi günlük tereyağını yapmaya ve bakkala satmaya devam etti. Bu olaydan sonra, bakkal her şeyi daha dikkatli tartarak hem kendine hem de müşterilerine daha dürüst davranmaya başladı.