O bu adımı atamalıydım

Merhaba. Ben İzmir’den olğun yaştayım ve dulum. 1.72 boyunda, 67 kg ağırlığımdayım. Ş,ık giyinmeyi severim. Sürekli makyajlıyımdır. Anlatacaklarım bundan 4 sene evvel, kocamın vefatıyla başladı. Kocam vefat edince, ben kızımla (kızım o zaman 16 yaşında) yalnız kalmıştım. Kocamın ölümünden sonra 6 ay hiçbir er’keyi gözüm görmemişti. Birgün kapıyı biri çaldı bir an içime k’orku girdi. Sonra Kapının de’liğinden bakınca… İzmir’in sıcak rüzgarları ve deniz kokusuyla iç içe yaşayan Handan, 41 yaşında olmasına rağmen hâlâ genç, enerjik ve hayat dolu bir kadın olarak dikkat çekiyor. Şık giyinmeyi seven, her daim bakımlı ve makyajlı olan Handan, dışarıdan bakıldığında güçlü bir imaj çizse de, iç dünyasında derin acılarla başa çıkmak zorunda kalmış.
Her şey dört yıl önce, kocasının ani ölümüyle değişti. O zamanlar kızı henüz 16 yaşındaydı ve bu kayıp, yalnızca Handan’ın değil, kızının da hayatını altüst etmişti. Handan, eşinin kaybıyla birlikte bir anda tek başına kalmıştı. Sevdiği adam, hayat arkadaşı, her şeyiydi. Eşiyle yaşadığı mutluluk dolu yıllar, şimdi anılara dönüşmüştü ve bu anılar zaman zaman acı veriyordu. Onun yokluğuna alışmak zor olmuştu, ama daha da zor olan şey, yalnız bir anne olarak kızına güçlü görünme çabasıydı.
İlk altı ay boyunca Handan, sanki bir sisin içindeydi. Gözleri başka hiçbir erkeği görmüyor, kalbi başka hiçbir duyguya izin vermiyordu. Hayatın bir yerinde durduğu, sıkışıp kaldığı o dönemde, sadece kızı için güçlü kalmaya çalışıyordu. Her sabah kalkıp, yüzüne her zamanki gibi makyajını yapıyor, şık kıyafetlerini giyiyor, dışarıdan “ben iyiyim” mesajı veriyordu. Ama gerçekte içi fırtınalarla doluydu.
devamını okumak için sonraki sayfaya geçiniz…

Sponsorlu Bağlantılar