işe giderken yolda müdürüme

şeh-vetle birbirimize bakıyorduk ki kendimizi yatakta bulduk ateşli sevi-şme uzun soluklu s-e-x inanılmaz bir deneyimdi çokta hoşuma gitti tabii ki herşey gibi bununda bir sonu vardı  Mutfaktan iki kahve daha alıp salona geçtiğimizde ikimiz de gülümsemelerimizi gizleyemiyorduk. Sohbet o kadar akıcıydı ki, sanki yıllardır birbirimizi tanıyor gibiydik. Göz göze geldiğimiz her an, o derin ve anlamlı bakışlar kalbimin hızla çarpmasına neden oluyordu.

Bir ara sessizlik oldu, ama bu sessizlik rahatsız edici değil, tam aksine bizi birbirimize yaklaştıran bir tür yakınlık hissiydi. Hafifçe eğildi ve “Uzun zamandır böyle bir anı bekliyordum,” dedi. Gözlerinin içine baktığımda her şey apaçık ortadaydı; bu sadece bir tesadüf karşılaşması değil, kaderin bir cilvesiydi.

“Ben de,” dedim içten bir gülümsemeyle. Söylediğim bu iki kelimeyle bile sanki kalbimi ona açmıştım. Sohbetin devamında ikimizin de hayalleri, hedefleri ve geçmişte yaşadığı zorluklar döküldü ortaya. Onun hayata dair tutkusu, azmi ve nezaketi beni daha da etkiliyordu.

Saatler nasıl geçti anlamadık. Salonda otururken bir ara pencereden dışarı baktı ve “Şehir bu kadar sessizken insanın iç sesi daha net çıkıyor galiba,” dedi. Ardından ekledi: “Ve içimden sadece senin yanında olmak geliyor.”

Bu sözlerle kalbim erimişti. Hayatın sürprizlerle dolu olduğuna o an bir kez daha inandım. Sessizce ona biraz daha yaklaştım ve “Belki bu anın tadını biraz daha çıkarabiliriz,” dedim.

Sonrasında o gece, hayatımın en güzel sohbetlerinden biriyle devam etti. Zamanın nasıl geçtiğini unuttuğumuz bu an, bir başlangıcın habercisiydi. Gece sonunda, o nazik ve saygılı tavrıyla beni bir kez daha etkiledi. Birbirimize olan ilgimiz, derin bir bağın temel taşlarını o an döşemeye başlamıştı.

Belki bir gün bu hikayeyi arkadaşlarımıza anlatırız diye düşündüm içimden. Çünkü hayat, böyle güzel tesadüflerle daha anlamlı hale geliyor. 😊