herkes sokta korkutan
BioNTech Aşısına Dair Yan Etki İddiaları ve Hukuki Süreç Hakkında Gelişmeler
Dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın Covid-19’a karşı koruma sağlamak amacıyla tercih ettiği BioNTech’in mRNA tabanlı aşısı Comirnaty, Almanya’da açılan bir dava nedeniyle yeniden gündemde. Türk bilim insanları Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin kurduğu BioNTech şirketi, bazı kullanıcıların aşının kalıcı yan etkilere yol açtığı iddiaları üzerine Almanya’da yargı karşısına çıkmaya hazırlanıyor. İddialar, Covid-19 aşılarının güvenliği ve uzun vadeli etkileri ile ilgili tartışmaları yeniden ateşledi.
BioNTech ve Comirnaty Aşısının Etkisi ve Rolü
Pandeminin başlangıcından itibaren hızla geliştirilen Comirnaty aşısı, BioNTech ile Pfizer iş birliğiyle üretilmiş ve pek çok ülkede milyonlarca kişiye uygulanmıştır. Aşının, Covid-19 vakalarını ve hastaneye yatış oranlarını düşürmedeki başarısı büyük yankı uyandırmış, aşı dünya çapında güven kazanmıştır. Ancak, bazı kişilerin aşı sonrası yaşadıklarını öne sürdükleri kalıcı yan etkiler, BioNTech’e yönelik tazminat davalarının açılmasına neden olmuştur.
Almanya’daki Kalıcı Yan Etki İddiaları ve Açılan Davalar
Almanya’da, sağlık sektöründe görevli bir kadının BioNTech aşısı olduktan sonra kalp ritmi bozukluğu ve “beyin sisi” olarak bilinen bilişsel sorunlar yaşadığı gerekçesiyle BioNTech aleyhine 150 bin Euro’luk tazminat talebiyle dava açtığı bildirildi. Davanın destekçileri arasında, geçmişte Volkswagen’in emisyon skandalında başarıyla temsil ettikleri davalarla tanınan Düsseldorf merkezli Rogert & Ulbrich ve Mainz merkezli Casar-Preller hukuk firmaları bulunuyor. Bu dava, Almanya’daki benzer yüzlerce şikayetten sadece biri olup, Covid-19 aşısına dair yeni bir hukuki mücadeleyi başlatmış durumda.
Aşıların Yan Etkileri ve Güvenlik Tartışmaları
Bilim dünyası, aşı karşıtı çevrelerin sıkça dile getirdiği yan etki iddialarını incelemekte ve aşıların nadir de olsa bazı yan etkileri olduğu bulgusuna ulaşmıştır. Comirnaty gibi mRNA aşılarının nörolojik komplikasyonlar ve miyokardit gibi kalp rahatsızlıklarına çok nadiren de olsa yol açabileceği belirlenmiştir. Ancak BioNTech ve diğer aşı üreticileri, Covid-19 aşılarının klinik test süreçlerinde ve sonrasında güvenlik açısından titizlikle incelendiğini ve ciddi yan etkilerin çok düşük bir olasılıkta olduğunu vurgulamaktadır.
BioNTech tarafından yapılan açıklamada, aşılar ile kalıcı yan etkiler arasında doğrudan bir ilişki kurmanın bilimsel olarak zorluğu ifade edilmiştir. Şirket yetkilileri, davacıların öne sürdüğü iddiaları doğrulayacak somut bir kanıt bulunmadığını ve aşının güvenilirliğinin kanıtlanmış olduğunu belirtti.
Avrupa Birliği’nin Aşı Üreticilerine Yönelik Koruma Politikaları
Financial Times’ın bildirdiğine göre, bu davaların sonucu Avrupa Birliği’nin aşı üreticilerine sağladığı yasal korumalar ile şekillenebilir. Avrupa Birliği politikaları gereği, aşı güvenliğiyle ilgili yaşanabilecek olası olumsuz durumlarda üretici şirketler yerine hükümetler sorumlu tutulmaktadır. Dolayısıyla, BioNTech’in dava sonucu maddi bir kayıp yaşama ihtimali düşük olup, dava kaybedildiği takdirde dahi sorumluluk büyük ölçüde hükümetlere geçmektedir.
Komplo Teorileri ve Hukuk Firmalarının Rolü
Aşıya karşı açılan davaları üstlenen Rogert & Ulbrich şirketinin ortağı Tobias Ulbrich’in geçmişte Bill Gates’in nüfus azaltma amaçlı aşı kampanyaları yürüttüğünü öne sürmesi, bazı medya kuruluşları tarafından komplo teorisi üretmekle eleştirilmişti. Ulbrich ise bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek, müvekkillerinin sağlık sorunlarını ciddiyetle ele aldıklarını ve davaların adalet arayışı doğrultusunda açıldığını ifade etti. Ayrıca, hukuk firmaları tazminat davalarıyla kazanç sağladıkları suçlamalarını da reddetmektedir.
Aşı Güvenliği Üzerine Kamuoyu ve Uzman Görüşleri
Pandemi sürecinde acil kullanım onayıyla hızla geliştirilen aşıların uzun vadeli etkilerine dair şüpheler, özellikle bazı gruplarda endişe yaratmaktadır. Ancak, Dünya Sağlık Örgütü ve diğer küresel sağlık kuruluşları, Covid-19 aşılarının hastalık ve ölüm oranlarını ciddi oranda azalttığını ve toplum sağlığı için güvenilir bir çözüm sunduğunu doğrulamaktadır. BioNTech ve benzeri aşı üreticileri, aşının genel güvenliği konusunda bilimsel verilerin ve titiz incelemelerin arkasında durmakta ve nadir görülen yan etkilerin çok düşük oranlarda olduğunu vurgulamaktadır.
Sonuç
BioNTech’e karşı açılan davalar, aşı güvenliği ve halk sağlığı arasındaki dengeyi yeniden tartışmaya açmıştır. Bilim insanları ve sağlık otoriteleri, Covid-19 aşılarının uzun vadeli etkilerini izlemeye devam ederken, bireylerin yaşadığı sağlık sorunları ve tazminat talepleri de hukuki çerçevede değerlendirilmektedir. Avrupa Birliği’nin aşı üreticilerine sağladığı yasal korumalar, bu tür davaların sonuçlarının yalnızca BioNTech’i değil, geniş kapsamlı halk sağlığı politikalarını da etkileme potansiyeline işaret etmektedir.