Hamamda gizlice buluşup

Türk sanat müziğinin en önemli isimlerinden biri olan Zeki Müren’in özel hayatı, hep merak konusu olmuştur. Sanatçı, hem sahne hem de günlük yaşamında birçok efsanevi anıya imza atmış olsa da, özel hayatı hakkındaki bilgiler oldukça sınırlıdır. Zeki Müren’in hayatı ve aşkları, pek çok kişinin ilgisini çekmiştir. Ancak usta sanatçının özel aşkını anlatan hikayeler, en çok genç bir subay olan Kürşat Bey ile yaşadığı platonik aşk ile dikkat çekmektedir. Zeki Müren ve Kürşat Bey arasındaki duygusal bağ, hem derin bir sevgiye dayanır, hem de dönemin sosyo-kültürel yapısı içinde büyük bir gizlilikle yaşanmıştır.

Zeki Müren ve Kürşat Bey’in Tanışma Hikayesi

Kürşat Bey, Zeki Müren’in sesine âşık olmuş bir genç subaydır. Zeki Müren’in sesine duyduğu hayranlık, zamanla ona ulaşma arzusuna dönüşür. Ancak Müren’e ulaşmak o kadar da kolay değildir. Bir gün bir arkadaşı, Zeki Müren’in her akşam Cihangir Saunası’na gittiğini söyleyince, Kürşat Bey büyük bir heyecanla İstanbul’a gitmeye karar verir. O akşam saunada Zeki Müren’i bulur ve onunla tanışmak için cesurca yaklaşır. Zeki Müren, Kürşat Bey’i görünce ona aşık olur. Bu, iki insan arasında platonik bir aşka dönüşecek ve zamanla derin bir duygusal bağ kuracaktır.

Platonik Bir Aşkın Gelişimi

Kürşat Bey, Zeki Müren ile tanıştıktan sonra, her fırsatta onunla vakit geçirmeyi arzu eder. Zeki Müren de aynı şekilde Kürşat Bey’e duyduğu sevgiyle, onunla birlikte vakit geçirmek için çeşitli yollar arar. Birlikte geçirdikleri zamanlar, aşkla dolu olsa da, aralarındaki ilişki başlangıçta tamamen platoniktir. Geceleri Zeki Müren’in sahneden çıkmasının ardından, Kürşat Bey ile birlikte İstanbul’un sokaklarını dolaşıp sabahlara kadar zaman geçirirler. Bu süreç, her ikisi için de unutulmaz bir aşk hikayesine dönüşür.

Berrin Hanım’ın anlatımlarına göre, Zeki Müren ve Kürşat Bey’in ilişkisi, iki sevgili gibi samimi ve tutkulu bir şekilde gelişmiştir. Zeki Müren, her hafta sonu Kürşat Bey’in İstanbul’a gelmesini dört gözle bekler. Eğer Kürşat Bey, işlerinden dolayı gelememişse, Zeki Müren büyük bir üzüntü duyar ve o geceyi adeta sabaha kadar beklemek için geçiremez.

Gizlilik ve Zorluklarla Dolup Taşan Bir Aşk

Zeki Müren ve Kürşat Bey arasındaki ilişki, toplumun gözünden uzak bir şekilde, büyük bir gizlilik içinde sürdürülür. Zeki Müren, bir gün Kürşat Bey ile gizlice bir eve gitmeye karar verir, ancak bu evin çevresinde tanınmamak için bazı yaratıcı yöntemler kullanmak zorunda kalırlar. Zeki Müren, siyah bir kadın çarşafı giyerek, kasabaya gizlice girmeye çalışır. Bu tür detaylar, Zeki Müren’in aşkı ne kadar derin ve gizli tutma isteği taşıdığını gösterir.

Birlikte geçirilen zamanlar, özellikle Kürşat Bey’in izin alıp İstanbul’a geldiği hafta sonları, Zeki Müren’in için büyük bir anlam taşır. Her ne kadar aşkları platonik olsa da, ikisi de birbirlerine duyduğu sevgiyle hayatlarını sürdürürler. Zeki Müren, bu aşkı kaybetmemek için elinden geleni yapar, ancak bazen kalbinin derinliklerinde yaşadığı bu tutkulu aşk, onu fazlasıyla yorar.

Zeki Müren’in Aşkı ve Kendisinin Anlatımı

Zeki Müren, bu aşkı 1987 yılında gazeteci Mete Akyol ile yaptığı bir röportajda kendi ağzından da anlatmıştır. O dönemde “kara sevda” ve “sırılsıklam aşklar” hakkında sorulan sorulara yanıt verirken, yaşadığı aşkın nasıl bir acı olduğunu ve onunla ilgili duyduğu duyguları açıkça dile getirmiştir. Zeki Müren, 1962 ile 1970 yılları arasında büyük bir sarhoşluk içinde bir aşk yaşadığını, bunun kendisini nasıl zorladığını ve aşkın acısını çok iyi bildiğini belirtmiştir. Ayrıca, bir insanın platonik aşka düşmeden önce birçok farklı duyguyu, güzellikleri de sevmesi gerektiğine dair felsefi görüşlerini paylaşmıştır.

Kürşat Bey’in Aşkı ve Saygısı

Zeki Müren’in hayatına dair bilinmeyen birçok yön olsa da, Kürşat Bey’le yaşadığı aşkın kendisi için çok önemli olduğunu, bu ilişkiyi saygı ve sevgiyle sürdürdüğünü söylemek mümkündür. Kürşat Bey, Zeki Müren’e olan hayranlığını hiçbir zaman sıradan bir ilişkiye dönüştürmemiştir. O, Zeki Müren’den küçük bir hediye dahi kabul etmeyerek, tüm ilişkisini onurlu bir şekilde sürdürmüştür. Zeki Müren’in ölümünden sonra, Kürşat Bey onunla ilgili tüm mektuplarını geri göndermiştir. Zeki Müren’in kasasında ise sadece ona yazdığı aşk mektupları kalmıştır.

Zeki Müren ve Kürşat Bey arasındaki aşk, zamanla sadece bir platonik aşka dönüşse de, bu ilişkinin her iki taraf için de büyük bir anlam taşıdığı kesindir. Bu, sıradan bir aşk hikayesi değil, derin duygularla örülmüş, duygusal bir bağın ve karşılıklı saygının en güzel örneklerinden biridir. Zeki Müren’in ölümü sonrası, Kürşat Bey hala onu anarken, bu ilişkinin izlerini her zaman kalbinde taşımıştır. Bu özel aşk, bir dönemin unutulmaz hikayelerinden biri olarak Türk sanat müziği tarihinin en nadide anıları arasında yerini almıştır.