gencecik bir kadındı
Emine, o küçük odunları yakamayınca çareyi başka bir yol bulmakta aramıştı. Çocuklarını bir nebze olsun ısıtabilmek için saç kurutma makinesini açtı, onları battaniyeye sarıp yanlarına koydu. Kendisi ise diğer odaya geçti. Saatlerce bu şekilde uyuyup uyumadığından bile emin olmadan bekledi.
Sabah olduğunda ev buz gibi olmuştu. On yaşındaki oğlu uyanıp annesini yanında göremeyince bir gariplik olduğunu hissetti. Yanına gidip onu uyandırmaya çalıştı ama annesi kıpırdamıyordu. Çocuk paniğe kapıldı, içindeki çaresizlikle koşarak komşularına gitti. Gözyaşları içinde “annem, annem” diyerek yardım istedi.
Komşular hemen eve gelip Emine’yi kontrol ettiler. Ancak ne yazık ki Emine, o soğuk odada bir daha uyanamamak üzere uyuyakalmıştı. Evin o halini gören komşular, Emine’nin son günlerde yaşadığı zorlukları, soğukla ve açlıkla mücadelesini anlamışlardı. Çocuklarına yardım etmeye başladılar, onlara sıcak bir yuva sağladılar. Ancak o gün yaşanan acı olay, hem mahallenin hem de çevredeki insanların yüreklerinde derin bir yara bıraktı.
Emine’nin hikayesi, sessizce kendi yükünü taşımaya çalışan insanların ve yardıma ihtiyacı olanların hatırlanması gerektiğini bir kez daha herkese gösterdi.