Evde çok sıkılmıştım ama dışarı da çıkasım gelmiyordu

Evde çok sıkılmıştım ama dışarı da çıkasım gelmiyordu. Bende bir dama çıkayım, bir sigara ve kahve yapayım dedim. Kahvemi hazırladım, sigaramı yaktım ve dama çıktım. Biraz hava alırken bir de ne göreyim; hoşlandığım çocuk karşı damda. İlk başta farkına varmamıştım tabii ki. Saçımla ve kaşımla oynarken, birden bir kahkaha sesi geldi. Meğersem o da beni izliyormuş.

Kahkahanın ardından gözlerim otomatik olarak karşı tarafa kaydı. Orada, karşı damda, hoşlandığım çocuğun bana doğru gülümsediğini gördüm. İkimizin arasındaki mesafe, bir anda kısa bir an gibi hissettirdi. O an, içimdeki sıkıntı ve can sıkıntısı yerini utangaç bir heyecana bıraktı.

Ona doğru hafif bir el salladım, belki de fark etmeye çalışarak. O da bana gülümseyerek elini salladı. Göz göze geldik ve aramızda sessiz bir anlaşma gibi bir şey oluştu. Bir an, kendi kendime gülümsedim. İşte, dışarıda olmanın ve insanlarla iletişim kurmanın verdiği o tatlı heyecanı tekrar yaşamıştım.

Kahvemi yudumlamaya devam ederken, o anı düşündüm. Evin içinde sıkışıp kaldığımda bile, küçük bir adım atmak bazen ne kadar büyük bir değişim yaratabilirdi. Bir kahkaha, bir gülümseme, bazen günün monotonluğunu kırmak için yeterli olabiliyordu.