Bir memlekette

Adam hemen cevap vermiş: “Vezirin karısıyla evlenmek istiyorum.”

Vezir itiraz etse de padişah “Mecbur!” demiş ve adam vezirin karısıyla nikah kıyılmış.

İkinci dileğini sorduğunda, adam bu sefer padişahın karısıyla evlenmek istediğini söylemiş. Padişah yine hayır demek istemiş ama etraftakilerin ısrarı üzerine “Mecbur!” demiş ve adam padişahın karısıyla da evlenmiş.

Son olarak, üçüncü dileği sorulduğunda, adam vezire ve padişaha bakmaya başlamış. Birkaç dakika boyunca ikisini süzüp durduktan sonra vezir, bu durumu dayanılmaz bulup mırıldanmış: “Sanki bunu camide görmüştüm gibi geldi.”

Padişah hemen yanıt vermiş: “Ne gibisi, yanımda kılıyordu!”

başka fıkra

Bir gün, tembel bir adam köyünde dolaşırken, ormanın derinliklerinden gelen bir ses duymuş. Ses, “Beni bul, bir dilek hakkı veriyorum!” diyormuş. Adam önce tereddüt etmiş ama sonra merakına yenik düşüp sesin geldiği yere doğru ilerlemiş.

Ormanın ortasında, parıldayan bir peri belirmiş. Peri, “Benimle üç dilek hakkın var! Ama dikkat et, her dileğinde bir yan etkisi olacak,” demiş.

Adam düşünmeden hemen dileğini istemiş: “Bir ton altın!” Peri parmağını şıklatmış ve önünde bir ton altın belirivermiş. Ancak hemen ardından altınların ağırlığı altında ezilmeye başlamış.

“Tamam, ikinci dileğim,” demiş adam, “bütün köy halkı benim gibi zengin olsun!” Peri tekrar parmağını şıklatmış ve köydeki herkes birer ton altın sahibi olmuş. Ama köylüler altınlarının peşinde birbirine girmiş, tartışmaya başlamış.

Son dileğini sorduğunda, adam bir an düşünmüş ve sonunda: “Bütün bu altınların hepsini geri almak istiyorum!” demiş. Peri gülümseyerek parmağını şıklatmış ve bir anda bütün altınlar ortadan kaybolmuş.

Adam derin bir nefes almış ve “En azından artık huzur var!” demiş. Tam o sırada peri, “Huzur? Unutma, dileklerin hepsi senin içindi! Şimdi köy halkı sana daha çok ihtiyaç duyacak!” diyerek kaybolmuş.

O günden sonra, adam hem zenginliğin hem de huzurun ne demek olduğunu öğrenmiş.