bir erkekle tanıştım çok aşık
Kız kardeşimi, salonun ortasında, eşimle birlikte samimi bir şekilde otururken buldum. İlk anda gözlerime inanamadım, içimde bir soğukluk hissettim. İkisinin de şaşkın bakışları arasında, “Neler oluyor burada?” diye sordum. Sessizce birbirlerine baktılar, sonra eşim yavaşça ayağa kalkarak, “Sen yanlış anlıyorsun,” dedi. Ama gözlerinden, ve ortamdaki o garip elektrikten yanlış bir şeyler olduğunu hissettim. Kalbim hızla çarpmaya başladı.
Kız kardeşim bir adım yaklaşıp, “Abla, her şey düşündüğün gibi değil,” dedi. Ama gözleri kaçıyordu, göz göze gelmekten çekiniyordu. İkisini de dinlemek istemiyordum, içimden kopan acıyı tarif etmek mümkün değildi. Eşime güvenmiştim, ona her şeyimi vermiştim. Birlikte kurduğumuz hayatı aniden bir yalan gibi hissettim.
Sadece evi terk etmek istedim o an. “Sakın peşimden gelmeyin,” dedim, ve kapıyı çarparak çıktım. Sokakta nefes almakta zorlanıyordum; her şey bir anda dağılıp gitmiş gibiydi. Yüreğimi ağır bir hüzün kapladı, aldatılmanın acısı ve güvendiğim insanların beni hayal kırıklığına uğratmasının getirdiği keder.
Bir süre sonra eşim bana ulaşmaya çalıştı, açıklama yapmak istediğini söyledi ama dinlemek istemedim. Kız kardeşimden de aynı şekilde bir özür bekledim, ama bu güven kaybı ikimizin ilişkisini de derinden sarstı.
O gün hayatımın en zor günlerinden biriydi; ama zamanla, kendi ayaklarımın üstünde durarak bu acıyı da atlatmayı başardım. Geçmişe dönüp baktığımda, yaşadıklarım bana çok şey öğretti: Güvenin ne kadar değerli olduğunu ve insanların, özellikle yakınlarının bile bazen hayal kırıklığı yaratabileceğini. Artık kendi hayatıma odaklanıyorum ve daha güçlü bir şekilde yoluma devam ediyorum.