Eşim, kahvaltısını süratlice yapıp işe gitmek amacıyla hazırlanıyordu. Yüzünde biraz kaygı vardı, ama bunu bana belli etmek istemiyordu. “Hava çok kötü,” dedi, “ama yetişmem gereken bir toplantı var.” Sesinde, biraz da olsa kaygı duyduğunu hissedebiliyordum.
Onu kapıda uğurlarken, içimi bir huzursuzluk kapladı. “Dikkatli ol, lütfen,” dedim. Bana her vakitte gibi emniyet verici bir gülümsemeyle baktı ve “Merak etme, anında dönerim,” diyerek evden çıktı.
O kapı kapanır kapanmaz, içimde tuhaf bir boşluk hissettim. Yağmur daha da süratlenmıştı. Camdan dışarı bakarken, rüzgarın şiddetiyle savrulan yağmur damlaları beni daha da kaygılendiriyordu. Eşim arabasıyla işe gidiyor olabilirdi ama yollar tehlikeli olabilirdi…. Haberin devamını okumak için sonraki sayfaya geçiniz…