Gece Yarısı Gelen Mesaj
“Gece Yarısı Gelen Mesaj”
Elif, telefonunun titremesiyle irkildi. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Yatakta doğrulup ekranına baktığında bilinmeyen bir numaradan gelen mesajı gördü:
“Uyuyor musun?”
Kaşlarını çattı. Kimdi bu? Yanlışlıkla atılmış bir mesaj mıydı? Umursamadan telefonu komodinin üzerine bıraktı ve tekrar yorganın altına girdi. Ancak birkaç saniye sonra telefon yine titredi.
“Biliyorum, uyanıksın. Lütfen benimle konuş.”
Elif’in tüyleri diken diken oldu. Bu, bir şaka mıydı? Merakına yenik düşerek mesajı yanıtladı:
“Sen kimsin?”
Cevap neredeyse anında geldi:
“Beni hatırlamıyor musun? Seni her gece izliyorum, Elif.”
Elif’in kalbi hızla atmaya başladı. Nefesi daraldı. Evde yalnızdı ve bu mesaj hiç de masum görünmüyordu. Korkuyla ayağa kalktı, tüm pencereleri ve kapıları kontrol etti. Kilitler tamamdı. Ama bu mesaj… Onu izleyen biri varsa nasıl mümkün olabilirdi?
Eli titreyerek tekrar telefona uzandı ve hızlıca yazdı:
“Kim olduğunu bilmiyorum ama hemen beni rahat bırak!”
Bu kez uzun bir süre cevap gelmedi. Elif derin bir nefes aldı, belki de bir arkadaşının yaptığı kötü bir şakaydı. Kendini sakinleştirmeye çalışarak yatağına geri döndü. Ancak tam gözlerini kapatırken telefon bir kez daha titredi.
Ve bu sefer gelen mesaj, içindeki korkuyu zirveye çıkardı:
“O zaman kapını aç ve beni gör.”
Elif’in kanı donmuştu. O anda kapının tokmağı yavaşça çevrildi…
Elif’in nefesi kesildi. Kalbi öyle hızlı çarpıyordu ki göğsünden dışarı fırlayacak sandı. Kapının tokmağı yavaşça dönerken bütün vücudu kilitlendi.
Kim… Kim olabilirdi?
Telefonu sımsıkı tuttu ve odasının köşesine sindi. Kapının ardında biri var mıydı gerçekten, yoksa biri ona oyun mu oynuyordu?
Korkudan sesi titreyerek bağırdı:
“Kim var orada?! Eğer şaka yapıyorsanız, hiç komik değil!”
Sessizlik.
Sadece duvar saatinin tik tak sesleri duyuluyordu.
Elif birkaç saniye boyunca bekledi, nefesini tuttu. Sonra derin bir nefes alarak kapıya doğru ilerledi. Yavaşça göz deliğinden baktı. Koridor bomboştu.
Tam rahatlamıştı ki…
Telefonu yeniden titredi.
Ekrana baktığında, gelen mesaj içini buz gibi yaptı:
“Neden kapıyı açmadın? Şimdi pencereye bak.”
Elif’in eli ayağı buz kesti. Yavaşça başını çevirip pencereye baktığında nefesi boğazında düğümlendi.
Orada biri vardı.
Kapüşonlu, yüzü gölgeler içinde kalan biri.
Ve onu izliyordu.
Elif’in çığlığı boğazında düğümlendi. Göz göze geldiler. O anda telefonuna son bir mesaj daha düştü:
“Seni yakında göreceğim, Elif.”
Sonra ışıklar bir anda kesildi.